Kış aylarının gelmesiyle birlikte birçok ailenin gündemine oturan çocuklarda öksürük, ebeveynleri doğal tedavi yöntemlerine yöneltiyor. Ancak Medicana Sağlık Grubu’ndan Uzm. Dr. Gülnar Kerimova, bitkisel ve aktardan temin edilen ürünlerin bilinçsiz kullanımının ciddi sağlık riskleri taşıyabileceği konusunda uyarıyor.
Doğal Yöntemler mi, Yoksa Risk mi?
Özellikle küçük yaştaki çocuklarda görülen öksürük şikayetleri karşısında pekmezli ballı karışımlar, ıhlamur, nane gibi bitkisel çaylara başvuran ebeveynlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Uzm. Dr. Kerimova, bu tür yöntemlerin çocuk sağlığı üzerindeki potansiyel tehlikelerine dikkat çekiyor. Aktarlardan alınan bitkisel ürünlerin toksisite, alerji ve mevcut ilaçlarla etkileşim riski taşıdığını belirten Kerimova, antibiyotiklerin ise yalnızca doktor kontrolünde ve doğru teşhisle kullanılması gerektiğini vurguluyor.
Öksürüğün Nedenleri ve Doğru Yaklaşımlar
Çocuklarda öksürük vakalarının büyük çoğunluğunun viral üst solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklandığını ifade eden Uzm. Dr. Kerimova, bu süreçte bol sıvı tüketimi ve yeterli dinlenmenin iyileşme sürecini desteklediğini belirtiyor. Ancak öksürüğe eşlik eden nefes darlığı, dudak çevresinde morarma, yüksek ateş, genel durumda kötüleşme, kanlı veya şiddetli balgam gibi belirtiler varsa veya çok küçük bebeklerde emme güçlüğü yaşanıyorsa, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğinin altını çiziyor.
Sosyal medyada yayılan ve “sözde doğal” olarak nitelendirilen yöntemlerin, ebeveynlerin tıbbi yardım arayışını geciktirebildiğine dikkat çeken Kerimova, bu durumun hastaların sağlık durumunu olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunuyor. \”Sosyal medyadaki doğal reçeteler nedeniyle tıbbi değerlendirme gecikebilir veya gereksiz ürün kullanımı olabilir. Bu yüzden herhangi bir semptom varsa bir hekime görünmeli. Çünkü bazen dakikalarla yarışılabiliyor. Dolayısıyla popüler tavsiyeler yerine semptomun şiddetine ve süresine göre sağlık profesyonelinin yönlendirmesi çok önemli\” diyen Kerimova, sağlık profesyonellerinin rehberliğinin önemini vurguluyor.
Doğal Yöntemler Kullanılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Uzm. Dr. Kerimova, öksürüğü hafifletmek amacıyla evde uygulanabilecek yöntemler konusunda da önemli bilgiler veriyor. Viral hastalıklarda ilk adımın yeterli sıvı alımı olduğunu hatırlatan Kerimova, bal kullanımına ilişkin yaş sınırlamasına dikkat çekiyor. Balın, 1 yaşın üzerindeki çocuklarda yatmadan önce bir tatlı kaşığı kadar verildiğinde öksürüğü hafifletebildiğine dair çalışmalar bulunduğunu ancak 1 yaş altı bebeklerde botulizm riski nedeniyle kesinlikle kullanılmaması gerektiğini belirtiyor.
Ayrıca, evdeki nem oranının %40 ila %60 arasında tutulması gerektiğini, aşırı nemin mikroorganizma üremesini artırarak durumu kötüleştirebileceğini ekliyor. Bitkisel çayların uzun süreli veya yüksek dozda kullanımının irritasyon, alerji, ishal gibi yan etkilere veya ilaç etkileşimlerine yol açabileceğini belirten Kerimova, özellikle 2 yaş altı bebeklerde ve kronik hastalığı olan çocuklarda doktor onayı olmadan bitkisel karışımlar kullanılmaması gerektiğini vurguluyor.
Bağışıklığı Güçlendirmenin En Doğal Yolu
Ebeveynlerin sıkça yaptığı hatalardan birinin de bilinçsizce reçetesiz öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarını çocuklara vermek olduğunu belirten Kerimova, nemlendirici cihazların temizliğine dikkat edilmemesi veya aşırı nemlendirme gibi durumların da sorun yaratabileceğini ifade ediyor. Çocuğun bağışıklığını güçlendirmenin ve öksürüğü hafifletmenin en etkili yolunun dengeli beslenme, yeterli uyku, iyi el hijyeni ve aşılar olduğunu vurgulayan Kerimova, bu temel sağlık prensiplerinin solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını ve şiddetini azalttığını belirtiyor.
\”Bağışıklığı güçlendirmek için özel bir iksirimiz yok\” diyen Uzm. Dr. Kerimova, ebeveynlere çocuklarının beslenmesine, el hijyenine, uyku düzenine ve aşı takvimine özen göstermeleri tavsiyesinde bulunuyor. Takviye edici gıda kullanımı konusunda ise mutlaka doktorlarına danışmaları gerektiğini ekliyor. Okul öncesi ve okul çağı çocuklarında yeterli uykunun enfeksiyon riskini düşürdüğünü ve uyku yoksunluğunun bağışıklık fonksiyonlarını zayıflattığını hatırlatan Kerimova, düzenli ve yeterli uykunun, sağlıklı beslenmeyle birlikte semptom yönetiminde ve hastalıklardan korunmada kilit rol oynadığını sözlerine ekliyor.
